12 Mayıs 2012 Cumartesi






" Hayat kısa 
  Kuşlar uçuyor.
  Hayat kısadır kuzucuklarım
  Yine de uzundur kuzucuklarım .."
            





Hayat kısa, kuşlar uçuyor ..


Cemal Süreyya'nın sarfettiği belki de en mükemmel cümle. Hayatın kısalığı kadar cümleleri de kısa. İstediğiniz anlamı yüklememiz için kapıyı açık bırakıyor üstad. İşte ben o açık kapıdan yavaşça sızıyorum içeri...

Yaşadığım hayatı anlamlandırma, çözümleme, sorgulama anlarımda hep bu cümle gelir aklıma. Evet, bazen bu sorgulama nöbetleri tutar; uzaklaşamam. Bize dayatılan ve gerçekleştirmekten sorumlu tutulduğumuz " dişe dokunur bir şeyler yapma ideası" yerleşirken zihnime sorgulamalar kaçınılmaz olur artık. Anlamı olmayan belki de anlamlı olması gerekli olmayan olaylara, olgulara, kavramlara, kişilere zoraki bir şekilde anlamlar yüklemeye çalışır dururum. Bu sorgulama öyle yerlere sürükler ki beni, bir bakmışım bulunduğum noktadan uzaklaşmış, tehlikeli sularda yüzmeye başlamışım. Kaybolmuşum. Artık anlamlandırmaya çalıştığım şeyler başka olaylar, olgular, kişiler değil kendim olmuşum. İşte o anlarda, bir arkadaşımın bileğinde dövme olarak gördüğüm ve bilinçaltıma yerleşen bu cümle gelir aklıma. O andan itibaren zihnimde oluşan ve bilincimi, kişiliğimi ve benliğimi soğuran kara delikler silikleşmeye başlar. Evet, bu cümle benim hayatım için bu kadar önemli.

Kaybolduğum her noktada, bana dertlenmemem, " amaaan boşver " diyebilmem için güç veren sihirli cümle bu.

 Evet hayat kısa..

Bu kısa hayatta kuşlar gibi özgürlüğü yaşayabilmek gibi bir seçenek varken, sıkıntılarda boğulmak niye?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder